Hep Tek, Hep Tek Başına...
Mart ayı iç ve dış siyaset bakımından oldukça hareketli bir ay oldu. Bir sürü can sıkıcı, moral bozucu haber okudu(k)m, izledi(k)m. Japonya'daki felaket üstüne felaketler, Libya'daki ve tüm Orta Doğu'daki olaylar, iç siyasetteki gerginlikler... Bu konular hakkında bir sürü şey yazılabilir ama insanın içinden gelmiyor. Daha güzel şeylerden bahsetmek istiyor insan ama ne yazık ki günümüz dünyasında bu pek mümkün gibi görünmüyor. Bu yüzden ben sizin için en gereksiz, faydasız şeyi yapıp kendi hayatımı anlatmak istiyorum şu anda. Hayatımı anlatmaktan kastım, hayatımdan küçük bir kesit anlatmak, telaş yapmayın. Sadece yaklaşık iki haftadır yaşadıklarımı özet geçmek istiyorum. Evet blogdaki boşluğu doldurmaya çalışıyorum sadece. :) Evet efendim biliyorum çok meraklandınız, hemen başlıyorum anlatmaya. :) Bendeniz iki hafta kadardır evde tek başıma takılıyordum. Uzun zamandır böyle bir şeye ihtiyacım vardı. Kafamı dinlemek istiyordum biraz. Peki bu yaklaşık iki haftalık zaman s...