Kayıtlar

Kasım, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kaç Gün Oldu..?

Yazmayalı kaç gün oldu?Evet işte ben bugün yazıyorum tekrar.Yazmadığım günlerde neler geçti başımdan neler... *24 Kasım Şiir Yarışması'nda Toralı 2.si oldum.. =] *23 Kasım pazartesi günü 4 adet hediye aldık en sevdiğimiz 4 öğretmene 4 kişi ortak ..ve 2[4] kasım için(çok 4lü bir gündü) *24 Kasım günü eski sınıf öğretmenimizin 4 kişi toplanarak 3 liraya aldığımız kalemi kabul etmemesiyle yıkıldım ..! *En başta bana hayatı öğreten adama hediye almayı unuttum ..(ah benim salak kafam) *Yine 24 Kasım günü 13.00'te haraket edeceğini düşlediğimiz OTOBÜS'le ödül törenine gitmeyi beklerken resim öğretmenimizin arabasıyla yalaşık 13.30'da haraket ettik.. *2 saat bekledik ve verilen atıştırmalıklardan mahrum kaldık.. *Ödül=Kapşonlu kazak ve bugün bayram (erken kalktım vallaha bak) o kazağı giydim ben bugün.. Mutluylm =]

yirmiüçonbirikibindokuz

Seviyorum ulan memleketimi! İzmir'deyim ben sevgili okur! Okur sözcüğü fazla iddialı oldu sanki, ne bileyim sanki çok okunan bir gazetede köşe yazarıyım bu ne lan... Ama olsun bizim şu dandik blogumuz da bir gün "bissürü" okura sahip olacak inanıyoruz buna diymi bilader(dozi)? İzmir'e tamamen sürpriz şekilde geldim. Dozi'ye perşembe günü geleceğimi ama herkesin cuma günü geleceğimi bilmesini istediğimi söyledim. Çarşambadan geldim :) Herkese geçer bu da hahayt! Ailede paylaşılamayan eleman oldum ilk iki gün, sonra kimse iplemedi. Şu anda tek numaram kaldı; hala istediğim yemekler yapılıyor... Perşembe günü, yani geldiğimin ertesi günü, Dokuz Eylüy'de okuyan arkadaşımın yanına gittim. Kendisinden daha önce bahsetmiştim, "Vini'yle de adaşsın" diyen manyak... Eğlenceli güzel bir gün nargilesi ossuun, çayı çikolatası ossuun, manzarası ossuun, iskender yemesi ossuun, karısı kızı ossuun... Bu sonuncusu biraz sapıkça oldu sanki farkındayım ama öyle ar

Ah benim canım ailem =]

İlk önce size "Koca Göbek" ten bahsetmek isterim; Kendisi 90-100 kilo arasında,yakışıklı,boylu poslu endamlı bir insandır..Kendi deyimiyle="Enine boyuna ayı gibi bir adam" Babam olur kendileri..Mesleği öğretmenlik, "a,b,c"'nin yanısıra bana hayatı öğretebilecek yegane insanlardandır.Kalp kırmadan önce uyarıda bulunur =D örneğin="kalbini kırarım","ağlatırım seni".Bazen ağır sözleri vardır ama içinde bir ders taşır...Para istediğimde sergilediği o çizmeli kedimsi bakışları insanın içinde acıma hissi uyandırır.Her baba gibi benim deyimimle "cimri"dir."Bakarız","hallederiz" klasik laflarındandır.Aman aman yanına para arzusu ile yaklaşmayın patlayabilir..=D Ağlamama dayanamaz elbet.İki mızıkladım mı veriverir ne istersem.Bu yüzden mızıklamak benim en kuvvetli silahımdır.Şarkılarıda vardır,bana özel yazdığı .. =) *"hay hayla habalaba lablaba zırttıkı pırttıkı" *"tok teviyo babatı kıdını" *

Dozilog Yazarları Arttı!

Merhabalar.. 4 Mart 2009 tarihinde tek başıma yayına soktuğum bloguma, yakın süre önce iki yeni yazarı dahil etmiş bulunmaktayım. Böylece daha bir güçlendik efendim. :) Yeni yazarlarımızdan biraz bahsetmek gerekirse, öncelikle her ikisi de benim yakın akrabam olurlar. Bir nevi blogger' da kadrolaşma çabası diyebilirsiniz. :) Aile şirketi gibi olduk. Bendeniz müteselsilen, diğer yazarlarımız ise sınırlı sorumlu bu şirkette... Öncelikle aramıza ilk katılan yazarımızdan biraz bahsetmek istiyorum. Kendisi vakti zamanında şu yazıda beni (biraz kaba bir tabirle de olsa) kamuoyuna duyurduğu için, ben de kendisini afişe etmek istedim. İlk yazarımızın adı Mert. Ben onun amcası olurum. Ama tabi aramızdaki yaş farkının sadece 5 olmasından ötürü o bana abi der ben de ona kardeşim derim. Zaten kardeşim gibi görürüm Mert' i sağolsun o da beni abisi gibi görür. Kendisiyle bütün çocukluğum geçmiştir. Kah kavga edip birbirimizin burnunu, kaşını gözünü patlatmışızdır, kah omuz omuza verip engin

Dolu dolu ne yaşayabilirim bir günde?

Yine aynı monoton [doğru mu yazdım ki?] okul günlerinden biri...Benim ne abim gibi bira maceram ne de kuzenim gibi pardus kurulumu hikayelerim olamaz,olmasıda beklenmezbacaklarımı kırabilirler mi diye soruyorum kendime ..Pardus konusunda değil tabii =D Evet hergün yazıp hergün sizi sıkmak ve bu siteden göndermek amacım.Ne yapabilirim bunu meslek edinmek istiyorum =D Klavyenin her bir tuşu heyecan katıyor bugün bana..Açıklama kısmı bu kadadı..Bugün yine sabahın köründe dikilmek çok zor geldi..Kahvaltı dahi yapmadım desem doğru olur..Aşşağıya inip arkadaşımı tam tamına 6 dakika bekledim.Annemle kavga etmenin verdiği üzüntü ve yeni 83 Tl lik{burası sadece hava için} çizmelerimi giyememenin verdiği buruklukla anca o kadar bekleyebildim,iyi ki daha çok beklemedim çünkü bugün okula 1. dersin bitişine yakın geldi xD Okulda yine ince ayrıntılarla uğraşmakla yükümlü diğer bir arkadaşım herkesin bildiği,hatta benim bile bildiğim [1] bir şeyi sadece söylemiş olmak için söylemeye kalkınca "of

İşte Yeni Birgün

Bugün erken atıldığım yazarlık hayatımda halka açık 2. deneyimimin başladığı gün..Aile şirketi düzeyinde olduğundan olsa gerek heyecanlı değilim..Abimin fikri ve kuzenimin desteği sonucunda işte buradayım..Bu sırada annemin ders çalışma zorlamaları duyuluyor,neden acaba?"Yazını yaz çabuk ders çalış" diyen annemin bu isteğini yarım saat içinde unutması dileğiyle =D Sanmıyorum ama yinede umutluyum ..Çok fazla "." kullandığımın da farkındayım ayrıca ...Boşladım bu sıralar dersleri,tabii bu sitenin diğer bir yazarı olan abim bu duruma sevinmeyecek =D 7 gün 24 saat annanem ve ayıcığımla meşgulum,çünkü O[annanem] apayrı bir çocuk =D Ayıcığımın elini ısırdığını öne sürüyor...Halbuki o masum,canlı dahi olmayan bir ayıcıktan böyle bir girişimde bulunmasını bekleyemeyiz..Şimdilik bu kadar yeter mi? [evet!] Kısa bir not=Çocuksu olabilir...İlk gün heyecanına da verebilirsiniz..Ya da bu ne hal çoluk çocukla mı uğraşacağız diyip beni bu siteden atabilirsiniz.. Hatalarımdan dolayı

dsjbnşjbn

-Bira bardağı almak için kaç bira almak lazım, diye sordum tekel bayii sahibi insana -Farketmez koçum, dedi tekel bayii sahibi insan -Ehi ehi iyimiş o zaman, ben iki efes şişe bir ektra alayım -Ektram kalmadı bee, onun yerine baika bir şey vereyim sana, hmm beks vereyim? Aslında süper bir teklif beks teklifi, çünkü kaçtır önünden geçiyorum tekel bayiinin beks biraları da gözüme takılıyor... Nedir la bunlar diyorum bir de bunlardan içsem acaba tadı farklı mı..? -Süper olur abi ver bir tane beks iki şişe efes bir de bira bardağı, diyor paramı ödüyor biralarımı alıyor mutlu mesut fıstık alacağım kuruyemişçiye doğru yol alıyorum. Baya baya yüzüm gülüyor. Halbuki hemen beş dakika önce marketin önünde nasıl sinirlenmiş nasıl küfretmişim. Saat onbuçukta market mi kapatılır "ananiskyym, ananısskkyymm!"... Sonrası malum tekel bayi sahibi abinin bardak ikramı sakinleştiriyor bünyeyi. Ama şaka maka ne zamandır düşünüyordum bira bardağı edinmeyi. Seviyorum arkadaş bardaktan bir

Atam Seni Çok Özledik...

Resim

Bitti Benimki...

Hasta olmak arada insanın işine yarıyormuş demek ki. Uzun süredir büyük bir kısmını okuyup, bir türlü bitiremediğim iki kitabımı da bitirmiş bulunuyorum. Nasıl mutlu oldum anlatamam! Tabi şimdi bundan bize ne diyeceksiniz ama; haklısınız valla, ne diyeyim...

Berberle Kasap

Sizlere ananemin bir hikayesini anlatmak istiyorum. Madem aile şirketine döküyoruz biz bu işi ananemin başı kel mi! “Bir kasap bir de berber varmış. Bunların oğulları güreş etceklermiş. Kasap her gün et yidirmiş oğluna. Berber her gün oğlunun kafasını tıraş etmiş. Güreş etmişler kafası tıraş edilen et yiyeni yenmiş!” Bu hikayeden çıkaracağımız ders: Karı gibi saç uzatmayın! Ailemizde ne zaman birisinin saçı normalden biraz uzun olsa, ananem kurbanını yakalayıp bu hikayeyi anlatır. Ben çok dinledim bu hikayeyi, abartmıyorum on kez dinledim. Dozi de dinlemiştir :) Bir de rahmetli dedemin “ceki çen” hayranlığı vardır ama o başka konu :) Lafı ananemden açmışken, kendisinin hit esprisini de sizlerle paylaşmak isterim… Yemek yeniliyordur, “anane otur yemeğe” dersin, “geçen sene yedim ben keh keh keh” der.

Hastayım..

Resim
Son günlerde rahatsızlıklar peşimi bırakmıyor. Geçen gece dayanılmaz bir baş ağrısıyla bir damla uyku uyuyamadan sabahı ettim. Şimdide eski bir rahatsızlığım nüksetti ve ameliyat yaram apse yaparak hayatı bana zindan etmeye karar verdi. Yine bütün geceyi bir damla uyku uyuyamadan geçirdim. Aldığım ilaçlarda pek işe yaramadı.. Bakalım bu işin sonu nereye varacak. Belki içinizden kardeşim doktora gitsene diyorsunuzdur ama maalesef ben pek doktora giden biri değilimdir. Çünkü ne zaman doktora gitsem başıma olmadık işler gelir benim. Ya ameliyat kararı alırlar, ya da hastaneye yatırırlar. :) Neyse bakalım birkaç güne iyileşirim umarım. Çünkü sıkıntı verici bir durum bu.. Haydi kendinize iyi bakın. Çok yakında yeni konu, konuk ve zırvalamalarla karşınızda olacağım. Ha birde büyük ihtimalle yakında bir yazarımız daha olacak.. İyice aile şirketine çevireceğiz burayı.. :)

Bugün

* Bugün güzel bir gün, ama çok değil biraz güzel. *Bugün ilk kez montumu giydim ben, botlarımı da giydim. Nisan sonuna kadar çıkartmıycam artık. Yani İzmir'de öyle yapıyordum burası daha soğuk olur hazirana kadar çıkarmam bilemiyorum *Bugün sonunda gece yatıp sabah 9a gelirken uyanmayı başardığım gün. *Bugün bol bol anlık sevinç yaşadığım gün. *Bugün Cimbom'umun 2-0 kazandığı gün Sivasspora karşı *Bugün yalnızlığı iyicene tee burama kadar hissettiğim gün aynı zamanda *Bugün botlarımı suyun göbeğine göbeğine bastığım gün! Bunun bir anısı var bende; çook küçüktüm, annem beni İzmir'e hastaneye götürmüştü sanırım -hep hastaneye giderdik zaten İzmir'e. Yağmurluydu, yerlerde minik gölcükler oluşmuştu tabii ki. Ben de oyun etmiştim o suların içine tam ortasına basıp su sıçratmayı, annem kızıp "basma suların göbeğine göbeğinee!" demişti çok gülmüştüm suyun göbeği mi olur diye... Annem de gülmüştü sonraları hatırlayıp... *Bugün Erol'la kafenin birinde oturup içtiği